Çocukluğum bu anlamlı cümlenin farkındalığından uzak , sadece toprağın bana kattığı zenginlik içindeki anılarla dolu. Yaz tatillerimizin büyük kısmını kaplayan börtü böcükler ve güneşin özgürlüğü.
Geçtiğimiz hafta konuk olduğum Sayfiye köyü ve meşhur frambuazları .
Çok keyifli geçirdiğim günler. Herşeyi olması gibi yaşamak , yapılması gerekenleri sanki oraya aitmiş gibi yapmak. Misal kasa kasa toplamak ahududularını. Toprağın , havanın ve güneşin eşliğinde
Sanki gökten yağmış gibiler.
Dağ köyü olmasından kaynaklanan dik yamaçlara konuşlanmış bahçeler.
Bizim baraka , kütük ev vss diye nitelendirdiğimiz 'KÜME'
En sevdiğim konuydu geometride.
Kümelerin birleşimi
Kültürlerin ortak kümesi
Ve öğle yemeği için verilen arada kümenin bereketi.
Bir çırpıda hazırlanan 'Silör' .
Ateşte pişirilen yufka kışa hazırlanır . Kuru bir şekilde muhafaza edilir. Zamanı geldiğinde et veya tavuk suyuyla ıslatılıp , sabah yayıktan çıkan tereyağ ile tatlandırılır.
Muazzam bir tat .
Bu güzel çiçekten soğan olacağına inanmak çok güç . Soğanın yemeklere kattığı lezzeti düşününce . Başı, sonu ilginç bir hikaye çıkıyor karşımıza.
hmmmmm kokuyo duyabiliyormusunuz.
O gördüğünüz 1 adet minik çilek 1 kavonoz reçelde aldığını tada eşdeğer.
Böyle olmasının nedeni ise ' Kalan Çilek ' olması . Yani artık çilekler orda toplanmış ve bitmiş . Bunlarda son demler . Yani demini almış doyasıya .
Yemek molasının ardından açılan gözlerim çevreyi didikliyor.
Herbir karede farklı çeşitlilikte renkler ve tonları .
Sürekli çekmek istiyorum aslında herbirini , ama amacımızı unutturmayan annem ' haydi iş başı' yoksa yövmiyemden kesiceklermiş:D.
Farklı köylerden toplanan gündelikçilerle ancak bu işin altından kalkabiliyorlar. Bir gün önce topladığın yerde bıraktığın yeşiller hemen kırmızı kırmızı karşılıyorlar seni . Yani hızlı ve seri olman gerekliymiş . Yaa dedim tam bana göre . Okadar çoklarki tam bir sabır öreneği.
Ama sonuç muhteşem .
Gün boyu ağzımı doldurduğum güzelliklerle vedalaşma zamanı.
Köy meydanında anlaşma yapılmış firmalar büyük arabalarıyla gelip mahsulü ölçüp , elinede bir fiş tutuşturup alıp gidiyolar .
Hoşçakalın , kimbilir nerelere misafir olacaksınız .
Gerçi buranın köy olduğunu sadece bahçelerde algılıyorsun.
Evlerin bir çoğu değme konaklara taş çıkarır cinsten :)
İçiçe geçmiş dün, bugün .
Parke taşların döşendiği sokaklarda yaylalardan gelen kadınların hala sırtlarından atamadıkları sepetler . Aslında onun bir adı var ama unuttum !!!
Hey gidi heyyyy ulu çınar neler gördün geçirdin bu uzun ömründe Allah bilir . Birde ,birdahaki ziyaretimde daha bol sohbet şansım olursa ben .
Uluçınarın evinin kapısı diyeceğim ama 2, katında önünde balkonda bulunmayan bir kapı işte . Bunuda öğrenemedim :(
Sıra geldi akşam yemeğine . Anlatmıyacağım , anlamışsınızdır sanırım.
Yemeğe eşlik eden buz gibi hava temmuzun ortasında .
Alışık olmadığımdan tavuk gibi erkenden yatmama sebep olan hava .
Gözlerimi açar ve ayılmak üzere balkona çıkarım . Gördüklerim karşısında bir müddet donup kaldıktan sonra bir kaç hareket ve hazırım .
Böyle balkon manzarası mı olur be kardeşim ??
Ramazan sonrası tekrar gitmek için plan yapıyorum doyamadım sanki bu güzelliğe.
Ev sahibesi bizim şerefimize sabahın 5 inde hamuru yağurur öğle yemeğine yetiştirilmek üzere.
Yine sobalarda pişmiş yemekler. Gerçi sıcak ekmek ve taze tereyağının yerini pek bir şey tutmaz . Birde yanına karpuz değmeyin keyfe.
Seviyorum kırmızı yanaklıların sıcaklığını . Kaldığım süre boyunca o güneşten yanmış eller hep birşey sundu bana . Kendini özel ve iyi hissettiren eller.
Bizim şehirlerde yaşadığımız sıkıntılardan çok farklılarıyla mücadele ediyorlar onlar.
Tabiatla , havayla suyla savaşları.
Konuk olduğum evde yaşayanlar köyün azalarından ve yüreğini koymuş çırpınıyor birşeyler yapmak adına.
Yıllar önce başlatılan baraj gölü inşaatının terkedilip yarım kalması ve buna benzer öyle çok sorunlar varki . 99 depreminden sonra Japonların gelip araştırma yapmak üzere kurulan ölçüm cihazlarının , elektiriğinin bile kesilmesi . Politik hiç bir kelime kullanmadım bu zamana kadar , yine kullanmıyorum. Ama verilen hiç birsöz tutulmamış , istediklerini aldıktan sonra öylece bırakılmışlar kendi hallerine .
Ama onları terketmeyen birşey var , güçlerine güç katan
Geçtiğimiz yıl yaptğım ziyaretten kareler.
O zaman yanımda mart ayında kaybettiğim değerli ablacım da vardı .
Seni hiç unutamayacağım .
23 yorum:
Keyifle gezdirdin beni de oralarda 5dk. da olsa uzaklaştım şehirden,dağda , bayırda özgürce dolaşıp , temiz havayı çektim içime, leziz yemekler bana eşlik ederken:))
Teşekkürler Elifcim.
Çok güzel yapmışsın iyi ki gitmişsin,fotolarını çok beğendim o ne olduğu bilimeyen kapıya da bayıldım...
Yok böyle güzellikler ama :) Hepsi harika hele o köfteler ımmh:):)
tek kelime ile olağanüstü görünüyor.
Natali;
Ohhh ne mutlu bana ,
Bu arada sana verdiğim sözü unutmadım şu sıralar tembellik yapıyorum :)
Gizem;
ayıptır söylemsi pek bir lezizlerdi :D
Kanaviçeci;
teşekkrülerrr :)
Bayildik bayildik bu post'a; cicek fotograflamayi seven es ile yemek yemeyi seven ben;) Ve dogayi seven biz;)
Bizi bu guzel fotolarla senledirdigin icin tesekkurler Elifinelizi;)
Sevgi ;
Gittin yaban ellere :) bak ülken buram buram :D
canım sen kadar güzel yerler keşfediyorsun. çok beğendim çok
ilk fotoğrafta frambuazların oturdukları yerden izledikleri manzaraya bayıldım =) her karede ayrı bir güzellik ayrı bir ruh var, özellikle de akşam yemeğiniz ve silör'ün olduğu karelerde =)))
Aman allahım muazzam fotoğraflar..hele siron..aslında silör da deniyor:) ama bizde siron yapılış aynı:) kuru yufkaları sakla yoğurt salçalı sosla ısla..offf nasıl canım çekti o fotoğraftan:) hele frambuazlar..canım köy çekti:))
içim gitti bu görüntülere, ekmeğin mis kokusu burnuma geldi, frambuazların parlak kırmızı renkleri, nineyle dedenin halleri:)))çok güzel....
Bu güzelliğin keyfini çıkarın. Siloru ben de çok severim. Afiyet bal, şeker olsun... :)
o kadar keyifle okudum ki anlatamam:) fotoğraflar çok güzel temiz havanın ve çileğin kokusu burnuma geldi:)
Tubıtos;
ahhh daha nerelere gitmek istiyorumda hayat:S
Mekila;
Bildiğin dağın tapasinde , Bahçe öyle dik bir yamaçtaki , yuvalanıcak gibi oluyorsun :) ama manzara muhteşemdi gerçekten . Yemekler hakkında dahada yorum yapmayım yazık insanlara :D
Zeynep;
Köy gibisi varmı tadı başka cidden . aa evet sirön kelimesinide duymuştum birilerinden . Annemim Artvinli komşularından öğrendik ilk onlarda silör diyorlardı . Bizde öyle devam ettik . sonuç muazzam gerçekten . Fotoğraflarımı beğenmen benim için bir onurdur üstad :D
Yazık bana birde digital standart bir makinayla çekiyorum :)
Noblesse ;
Herşey olduğu gibi doğal fotoğraflandı hile yokkkk :D havanın sıcaklığından ekmeğin buharı çıkmamış :)
Havlu dantel modelleri;
Sonuna kadar çıkardım alimallah :D
Biyaşımadaha girdim ;
Canım benim teşekkür ettim .
Yakında öyle bir hizmet vermeyi planlıyorum :) konserve şişelerinde :D
Süper bir post fotoğrafların hepsine bayıldımmm
elifçim, o kadar şanslısın ki. böyle kaçacak bir yerin var. o silör'ü burada bir arkadaşım yapmıştı inanılmaz lezzetli bir şeydi. FAvori yiyeceklerimden. Çilek familyası da öyle böğütlen, ahududu. doyamazdım yemeye kesinlikle..
Muhteşem bir post içinde kayboldum desem yeridir aldı beni uçurdu oralara ne kadar güzel, el değmemiş ve doğal bir ortam. Çileklerin kokusunu duydum resmen, çok çok güzel fotoğraflamışsın Elif'cim çok keyif aldım okurken. Hem göze hem ruha hitap eden bir posttu :)
http://gizliteras.blogspot.com/
Merhaba bloguna şans eseri rastladım ve yaklaşık 3-4 saattir karıştırıyorum.Tam sıkıldım kapatıyorum derken dur şu postada bakiyim öyle diye diye zaman akıp geçmiş..Bende bursalıyım ve bursayı çoook özledim.Güzel paylaşımların için teşekkürler.Kendimi oralarda gibi hissettim.
Küçük köyün dünyası;
teşekkürler :d
Zeynep;
sorma canım ya hakikaten büyük şans benim için , bildiğin doğa tutkununuyum öyle iyi geliyorki
Giz;
teşekkürler canım benim . Hissettirebildiysem ne mutlu :)
Queen_ff;
hemeşerim :) bol bol gezdirir , memleket hasretini dindiririm inşallah :)
Ben de yorum yapayım!