30 Kasım 2010 Salı

Mini cüzdanlar..

Eskilerden vazgeçemiyorum bir türlü.
Keşke zamanında annemin anneannemin sandığındaki kumaşların kıymetini bilip sahip çıkabilseydim. Bunlar son parçalar artık.
Bozuk para çantalarını genelde amacının dışında kullanırım. Büyük cüzdanla gezmek yerine kimliğimi ,telefonumu ve kartlarımıda sığdırabildiğim mini cüzdanlar favorim.
 Artık her renk ve farklı tarzlarıyla hizmetinizde ...
Ürün hakkında ;
Satış fiyatı : 20,00 tl
Özellikleri :10cm*15cm ebatında olup , pazen üzerinde eski keten ve gerçek mekik oyasıyla süslenip 100% kuzu yününden yapılmış olan ponponlarıyla tamamlamıştır.

Doğum Günü Hazırlıkları

Dilara'nın doğum günü hazırlıkları başladı...
Arkadaşlarıyla küçük bir parti var evinde . Davetiyelerini ulaştırdı bile onlara..
Şimdi heyecanla bekliyor..
Arkadaşlarını , pastasını ve hediyelerini
Nice mutlu yıllara Dilara :)

25 Kasım 2010 Perşembe

Eski Battaniyeler...

Ayşenaz annesinin büyüdüğü battaniye ile ısınıcak..
Eskilerin tadı hep başka olur. Ufak bir operasyon ile çok şık triko battaniyeye kavuşmuş olduk.

24 Kasım 2010 Çarşamba

Pazenin Dönüşü



Finfin ev elbiselerinin ilk kış versiyonu.
Pazen eskilerden kalma olduğu için tekrar bulma şansım yok.
Fakat istenildiği takdirde yapılacak olan çalışma şu şekilde olabilir;
Kapşon ve püsküllü , kemerinde kombin kullanılmış renkle tığ işi çalışması , etek ucu düşük kol bağlantısı ve kollarda dantel
Artık soğuk kış gün ve gecelerinde polar , penye eşofmanlara rakip pazen finfin elbiselerimiz var:)
Altına giyilen yünlü tayt ve panduflarla şıklığımız öne planda .
(Elbiselerin beden ve kol kesimlerinde rahatlığı ön planda tuttum )

ÜRÜN BİLGİLERİ:
Beden : 36-38
Satış fiyatı: 55.00tl

23 Kasım 2010 Salı

Yeni Pabuçlar


Gri elbisem için aradığım pabuçları herzaman alışveriş yaptığım ve fellini satan butikte buldum. Genelde alışveriş merkezleri yerine bu tarz mağazaları daha çok seviyorum. Çünkü değişmeyen kadrosuyla ne tarz bişey aradığımı anlayıp kısa sürede çözüme ulaşmamı sağlıyorlar.
Sonrasında standaki yağmur çizmelerine dikkat kesildim. Farklı bir tarzı vardı. Dayanamayıp onlarıda satın aldım. Eve geldiğimde elbiseyle olan uyumunu gördüğümde çok şaşırdım.
Ehh yağmurlarda başladığına göre , yeni cicilerimi giyme vakti..:)

Ayşenaz


Ayşenaz bebekle tanışmaya daha uzun bir süre var.
Fakat annesiyle biz hazırlıklara başladık bile..

19 Kasım 2010 Cuma

Gelinim...


Sevgimi yücelttin
Gülüşüme layıksın artık
Gel bana var bana melodim
Olacaksın gelinim

Güneşimi hak ettin
Sewgime layıksın artık
Gökyüzü gözlüm uzan bana
Seni ister kaderim

Gel gelinim gönlüme gel
Senden başka yar sevemem
Gel gelinim sevgime gel
Bu yüreği başkası çözemez

Telli duvaklı gelinlikler
Görmedi hiç böyle taze
Dualar ediyor bebekler
Kavuşmalı bak bu bedenler




Kına gecelerinde kaftana alternatif olarak resimdeki gibi otantik elbise seçenekleride sunuyorum artık.
Gelin telleri , iğne oyaları ve Eski Aynalı Çarşıdan alınmış antika kumaşla dikilmiş elbise..
Duvağımızıda kırmızıya alternatif fuşya ile çalışarak tamamlamış oldum.
Mutluluklar...

17 Kasım 2010 Çarşamba

Bayramca Memleket

Eski bayramlar....



Bu gün hep geçmiş konuşuldu.
Kalabalık bir aileye mensup olduğumuz için , anılarda bir okadar neşeli . Bayram sabahı yapılan kahvaltılar , o eski evin kocaman bahçesindeki sabah sporu . Özenle asılmış kıyafetler...

Öyle hızlıca bitirdik ki ziyaretimizi , bütün kuzenler bir araya gelmişken fotoğraf çekinmeyi bile atlamışım. O yüzden müthiş kahvaltı sofrası ve ardından kahve keyfi ile koyu sohbetin anısı yazıda kalmış oldu.

(Kahramanları tek tek yazamıyorum 16 kuzen olduğumuz için..)


Sonrasında ise annemin anneannesi ziyaret ettik. Gayet sağlığı yerindeydi 83 yaşında olup, bi okadarda çiftçilikle uğraşmasına rağmen. Bizleri çok özlemiş..
Ve bayramlaşma faslı büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperek son buldu.
(Aslında bu kadar hızlı bitmedi . Kısacık zamana yeri geldi 10 yılı yeri geldi 30 yılı sığdırdık.)

Akraba ziyaretine birde Şeyh Edebali'nin türbe gezisiyle anlam katalım istedik.
Girişte bizi karşılayan tezgah Bilecik'te görmeye alışık olmadığım türdendi .
Sanata saygım sonsuz ... Dağ taşa kurulmuş heryerinden kızıl kayalar fışkıran bir memlekette yağlı boya tobla yapacak değilllerdi herhalde.
Adını , nereli olduğunu , orda ne aradığını öğrenemediğim hatta şu anda simasını bile hatırlayamadığım Sanatçı abi:) gerçekten hoş çalışmalar yapmış.
Yolda yürüken gördüğüm tarihi mezar taşları gerçekten ilginçti sol taraftakinin boyutu o kadar ufakki. (resim çekerken biraz rahatsız oldum hem tarihi eserlerle ilgili daha hassas olunması konusunda hemde manevi olarak)
Gerçek anlamda buram buram tarih kokan maneviyatı güçlü bir yer. Yukarıdaki caminin duvarında görünen delikler Kurtuluş Savaşından kalma , okadar çok ki . Babam hemen başladı anlatmaya .Çocukluğunda o çevrede oynarken topraktan hep kurşun ve savaşa dair izlerle karşılaşıyolarmış. Bazı deliklerde hala kurşun duruyormuş..
Bu güzel Eski Bilecik manzaralı yoldan yürüyüp , bu ceviz kapıdan geçip türbeye ulaşıyosunuz.


Babam anılarını anlatırken birden aklına çocukken burda çekilmiş 'Bir millet uyanıyor ' filminde figüranlık yaptığı geliyor. Başlıyor anlatmaya...


Türbenin kadınlara ait odasından görünen manzara ....
Kulağa gelen su sesi insanı başka yerlere götürüyor..
O kadar uzakki halbuki minik şelale..
Yer gök kaya ama yinede engel olmamış ağacın büyüyüp, olgunlaşıp , kurumasına ....

Dönüşte gördüğüm manzara süperdi. Emeğe karşı saygımın karşılığını , tezgahta sergilediği , istediğim şeyi hayal ettiğim gibi , kısa zamanda , keçe kalemle yapılmış logoyu görünce almış oldum. Gerçekten harika .


Anlatılacak ,paylaşılacak çok şeyler var eski bayramlara dair....

Bayram

İYİ BAYRAMLAR.......


Eski bayramlar.......






12 Kasım 2010 Cuma

Gri Somon Penye Elbise


Aslında gri devetüyü olarak çıkmıştım yola . Fakat şifon seçenekleri arasında istediğim rengi bulamayınca somonada razı oldum.

Kullandığım penye biraz kalın dokulu olunca ipek şifon yerine standart bir şifonu tercih ettim . Porselen küpelerimide bu elbiseyle kullanmak için aldım:)
Giymek için sabırsızlanıyorum.


Yeni Takılar


Daha öncede bahsettiğim , YKM mağzasında yeni açılan standın önünde buldum kendimi.
Tarzıyla çok farklı çalışmar var. Bunlar aciliyetli seçtiklerim yoksa 6 ,7 parça daha alıcaktım. Özellikle küpelerde öyle objeler kullanılmışki ; kovboy şapka , kuşlar kelebekler ..
Anlatmakla olmuyor . Bence gidip bi görün derim...

Nilüfer



11 Kasım 2010 Perşembe

Yüksek Yüksek Tepelere ......


Yıllar önce kendi kına gecem için diktiğim elbisem. Kumaşı tafta olarak seçmişim . Sebebini bilmiyorum . Renk herzamanki gibi kırmızının tonlarından . Yan tarafından uçuşan organze kumaşla hareketlendirmişim.

Annemin çeyizim için hazırlattığı mutfak takımlarını işleyen bayana işletmiştim elbiseyi . Çizimlerini kendim nakış dergilerinden bulmuştum . Nakış ile ilgili bilgim yok aslında , ama bu çiçek motifini osmanlı lalesine benzettiğim için tercih etmiştim.
Ne kadarda heyecanlıydım o elbisenin içinde.....

Kardeşimin bu yıl olan kına gecesinde severek giydiğim elbise. Kumaşı alırken zeynebim çok ısrar etmişti güzel olabileceği konusunda. Elie Saab 'a ait desenleri hint ipeğiyle birleştirdim.

Dekolteyi tül yardımıyla daha mütevazi bir hale getirdim. Ve son olarak altına aldığım fuşya beyaz krokodil ayakkabılarımla hazırdım bu önemli geceye . Her şey gönlümüzce oldu.

10 Kasım 2010 Çarşamba

Diş ... Diş Hekimi ... Diş buğdayı


En sonunda şiddetle ertelediğim , ama kaçamadığım randevuma gitmek zorunda kaldım bu gün.
Giderkende şu sevimli dişçiği hediye etmek üzere yanıma aldım. Aynı zamanda aile dostumuz olan diş hekimim ; Gördüğü en sempatik dişlerden biri olduğunu söyledi . Demek ki daha öncede sempatik dişler görmüş kendisi . Ama bu konuda fazla soru sormadım çünkü birazdan olacaklar konusunda oldukça endişeliydim ....Neyseki kısa sürede çözüme ulaştıktan sonra mutlu mesud evime döndüm..
Aslında bu ürünü bebeklerin diş buğdayı olarak hazırlamıştım. Biraz farklı bir alanda kullandım .. Yinede konsepte çok uygundu:)) Artık gelen çocuklar (yada yetişkinler) bu sevimli dişi görünce azda olsa endişelenmeyi bi kenara bırakıp , mutlu olurlar belki ....

7 Kasım 2010 Pazar

Pazar Keyfi

Doğanın içinden bigün.....

Sabah güneşin yüzümüze yansımasıyla uyandık. Gerçi bir gece önceden havanın güzel olacağını bildiğimiz için motorumuzla bir yerlere gideceğimiz belliydi . Ama neresi...
Sonrasında bir kaç alternetiften sonra gözleme isteği ağır basınca Cumalıkızık oldu kararımız ... Birçok kişinin bilmediği , bizim ise asfalt yolun kenarlarının ağaç ve kuş sesleriyle dolu olduğu için kullandığımız alternatifte ilerlerken , bi anda gördüğümüz manzara karşısında şok olduk . Artık yol diye birşey ve karşıya geçiş yoktu.

Geçenlerdeki yağan yağmur dereyi taşırıp üzerindeki geçiş yolunuda yıkmış. Yani dere kendine ait olanı almıştı.
Tekrar geri dönmek zorunda kaldık. Yolumuzun üstünde sahipsiz hayvan barınağı var. Ordan geçerken hep içim acır nedense belki gerçekten iyi şartlara sahip olabilirler , sokaklardaki tehlikeleden uzak ama yinede aç oldukları bi durum vardı sanki parmaklıkların ardında . sevgi......

Ziyaret saati olsaydı eşimi ikna edip biraz gezmek isterdim içersini. Birde gerçekten çok ücra bir köşede birçok Bursalı bilmez kullanmazki bu yolu nasıl olucakta buraya gelip destekte bulunacaklar.



Köyün girişi panayır alanı gibi her daim . Evlerinin kapı önlerini tezgah olarak kullnanan yaşlı teyzelerle dolu. Allahtan ki annemin , köklerinin hala köyde olması vede çok marifetli olması nedeni ile tezgahta satılan herşeyden evimizde vardı. Tarhana , erişte , köy salçası , silör , çeşitli meyva reçelleri.


Kahvaltı edeceğimiz mekan belliydi ama dar sokaklarda yollumuzu kaybettik. Yönlendirme tabelalarından çok az kullanıyolar çünkü hatta sadece köyün girişinde vardı bir tane. Bizde köyü gezdik biraz . Aç olmamızın haricinde bi sorun yoktu.


Herzamanki gibi ne kadar eski kapı varsa önlerinden birkaç poz çekmeden geçemezdim. Fotoğrafı birleştirdikten sonra birşey farkettim . Sanki üç mevsim vardı fotoğrafta , aynı gün çekilmesine rağmen 1. Bahar 2. Sonbahar 3. Yaz


Öyle kayboldukki burası köyün en tepesi . Şu çiçeğin güzelliğine bakarmısınız. Ne olduğu konusunda en ufak bi fikrim yok . Sadece sonbaharda bu kadar güzel renklere sahip olduğunu biliyorum...


Ayağımızdaki motor botlarıyla o taş yollarda yürümek hiçte kolay olmadı . Ben ise durmadan fotoğraf çekiyordum . En sonunda açlığa yenik düşen eşimin sabrı taştı tabiki ve şöyle bir yorumla bitirdik gezmemizi ''odunlarımı çekiyorsun'':)

En sonunda ulaşabildik. Bu fotoğraf yorumsuz. Giden var gidemeyen var. Yiyen var yiyemeyen.....

Oturduğum yerde kafamı çevirdiğimde birde ne göreyim antika bir dikiş makinesi .Fakat herzamanki gibi şarjım btimişti . Oysaki avlusunda oturduğumuz ve hayeller kurduğumuz evi bile çekememiştim .

Cumalıkızık......
Sokakları su kokan , kimbilir ne anılarla dolu ....
Taş yollarda yürürken genç kalınan...
Siz hiç böyle vişne reçeli yedinizmi...

6 Kasım 2010 Cumartesi

Yeni Bir Başlangıç

Bu gece hayatında yeni bir başlangıç yapacak olan Gözde'ye mutluluklar..



Termin süresi 15 gün olan nişan hazırlıklarında aciliyetli durum söz konusu olunca , geceli
gündüzlü bir çalışmanın sonucunda 3 günde teslimat yapılabilindiğini tecrübe edinmiş oldum.


Tabi yorucu bir tecrübe oldu ve diğer siparişlerin önüne geçince ufak tefek karışıklıklara sebebiyet verdi.



Ama yinede hazırladıklarımı gören insanların yüzlerindeki mutlu ifade bütün yorgunluğumu unutturdu bana .


Bu sebep ile hafta sonunu tatil ilan ediyorum kendime..




ÜRÜNLER HAKKINDA BİLGi
Yüzük ve toplu iğne yastığında şantuk dokusu yüzünden sürekli tercih ettiğim saten kumaşı fransız güpürleriyle şımarttım. Tavuskuşu tüyünün nazarı önlediği söylenir , bence otantik bir hava kattı romantizme. Toplu iğne yastığının iğnelerini kendim seçiyorum ki onlarda çiçeğimin tohumlarını oluşturuyor. Kitap ayraçının kumaşı tamamiyle damask desenden oluşuyordu farklı noktalardan kesince herbirinde ayrı bir şekli yakaladım. Tercih edilmediğinden dolayı isimleri hat ustasında değilde daha düz bir yazı olarak hazırladım. Bu arada güllerimi çok seviyorum tamamiyle ürünlerde kullandığım kumaşlardan oluştuğu için bütünlüğü sağlamış oluyorum. Anı defteri ve kalemdede kombin tüyleri , gülleri kullandım.Ve işte sonuç...

2 Kasım 2010 Salı

Dünden Bugüne 2000 - 2010 /4

THE END


Ve işte dolabımdaki gözbebeklerimden biri

Yıllar geçsede giymekten hiç bıkmadığım .
Ben renk olarak griyi tercih etmiştim . Dilerseniz birçok renklede çalışmam mümkün . Beden ve renk belirtmeniz yeterli olacaktır.


Bu ceketin de kumaşı çok otantik gelmişti . Tam net çıkmasada renklerin tonu oldukça farklı dokumuş .



Şu motivleri öyle çok seviyorum ki heryerde kullanasım geliyor. Sizede böyle rengarenk bi tşört hazırlamamı istermisiniz:)))))



Triko elbiselerin en sevdiğim özelliklerinden biri de hem şık bir hava verip hemde sıcacık tutması.



Şifon pek sevmediğim vede kullanmadığı bi tür , fakat aradığım yeşil tonunun o dönem bir tek bu kumaşta bulabilmiştim. Üzerini çeşitlli ton ve şekilde boncuklarla süslemiştim.



Tül , dantel ve pul üçlüsü . Ve muhteşem renk



Vintage elbise




Sanıyorum bu triko elbiselerimi diktiğim çok uzun süre oldu . Fakat hala çok rahat kullanıyorum.


Kumaşçılarda sıklıkla yaşadığım , aralardan çıkardığım sıradışı bi kumaş . Aslında o kadar parlakki tam olarak yansımamış objektife. Doğal olarak çok sık kullanamadığım özel parçalardan biri.




Çok severek kullandığım triko elbisem. Hem kalıbı hemde kumaşı
çok rahat. Aksesuarları da , leopar desenli kolye ve kemer bulamadığım için kendim hazırlamıştım. Bu kalıbı şimdi farklı bi elbise için kullanmayı palnlıyorum.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...