27 Nisan 2011 Çarşamba

Rus Gelin , Mercan rengi değişiklikler

Haftasonu etkinliğimizi bir bekarlığa veda vede nikahla doldurduk.


Havanın sürekli yön değiştirmesi yüzünden ne giyeceğim kısmında oldukça saçma karalardan sonra , bir çırpıda hazırlanıp fotoğraf çekmek şansıda buldum:) 3 cm den 4 cm e ulaşan saçlarımın sayesinde . aman ne güzel bir olaymış bu böyle köpükle çık . Topuzmu , örgümü hiç böyle kaygılarım kalmadı artık. 
En sevdiğim erkek kesim kotumun üzerine daha önce şurda yayınladığım ceketle oldukça rahat ettim .
Dik bir bayırdan inerken kocamın kucağına alması konusunda ikna edemediğim:) Bol işkenceli ama deli gibi sevdiğim pabuçlarım.

Onların ismide var biliyormusunuz ? 

Rayban spnsorlu şöförümüz . Bir türlü arabanın önüne kesen çocuklara engel olamadı . Sürekli olarak ' ama yazık bak ona vermedik' diyerek bütün üzerimizde ne var ne yoksa yollarda saçarak geldik . Neredeyse yemeğe gidemeyecektik :)

Gelinimiz Elena .
Onlarmı çok sade bizmi abartmayı seviyoruz tam olarak bilemedim.
Kısacık saçları , sade makyajı vede gelinliğiyle öylesi doğaldı.

Gri mavi gökyüzü eşliğinde Mudanya yolları. Balık yemeden dönülürmü Rusya'ya
Mutluluklar diliyorum . Aa birde eve çaya davet edildik. Ama bilmiyorlarki bizim lugatımızda ırak diye bir kavram yok . Birde vizeler kalkmışken :))


2 haftadır yeni yaşam alanındaki değişikliklere hız verdik . Yukardaki karelerde hızımızın kanıtı . Yaklaşık 5 saat aralıksız elimize ne geçtiyse boyadık Zeynebimle . Bazen ürkütücü bir ikili olabiliyoruz. Öyleki sadece yeşil çay ile destekledik içimizi bu yüzden de tinerin azizliğine uğradık . Eğlendik hemde çok inanın tinerin çok katkısı yoktu kahkahalara :) gecenin ilerleyen saatlerinde aramıza katılan Haset bey ile Kapris efendi bile kaçıramadı keyfimizi :)

Yavaş yavaş tüm parçalar birleşip yeni bir güzellik doğuracaklar :)

İşte Yine Elif ve Zeynebin maceralarından biri . Dün bütün günümüzü hanlarda geçirdik yine . Aslında Sadece mutfak takımı için kumaşlar almayı planlıyorduk :) Ama bir türlü gelemeyen yaz içinde elbiler istiyorduk . öyle çok kumaşçı gezdik ki istediklerimizi bulamayınca  en sonunda pes ettik. Sonrasında Unuttuğumuz ekmek sepetleri için gittiğimiz hasırcının yanında gözüme çarpan ve bir türlü içerisini keşfedemediğim parça kumaş satan eski bir eve girdik . Ve tam anlamıyla kendimizi kaybettik. Kumaşlar öyle dokuya sahiptiki , pamuklu ve yumuşacık . Peki ya desenler. Kuşlar , kelebekler , meyveler, ortancalar çılgın gibi durmaksızın aldık :)
Yani anlayacağınız artık benim bir an önce elimdeki işleri bitirip şu geciken yaz için yeni kreasyonlar  hazırlamam gerekiyor. Bir türlü hangisinden başlıyacağıma karar veremiyorum.
Günümüz nasıl mı sona erdi . Özlemle beklediğimiz dondurmaları üretmeye başlayan pastanenin önünde.
Ve iri parçalı cevizli dondurma ile ..

24 Nisan 2011 Pazar

Melekler Bayramı

Yıllar önce folkler kıyafetlerinin içinde anlamlıydı hatırladığım kadarıyla 23 Nisan . Belki çok uzak değilldi fakat  zamanın hızla tükettiği bir değer değilmiydi çocukluk. Gözlerimizi sıkıca yumup anımsamaya çalıştığımız anılar.
Didem'in heyecanıyla tekrar döndüğüm bayramlar. Hazırladığımız elbise ve aksesuarların defilesi ile hayat bulan geçmişim.

Öncesinde ufak bir prova

Ve işte hazırız podyuma
Uçamayan balonlar.

Bunlarda sevinç ile uçan balonlar
Sonrasında tutalan söz ile bir meleği daha sevindirme
Daha önce Cumalıkızık ziyaretimde tanıştığım minik dostum hoş sohbetli Seda
Gezegen renkli farı olan...
Saklı kalmış bir güzellik

Renklerin müthiş çekimi
Sıcak ekmek ve tereyağ hayalinin gerçek olması .
Çocukluk arkadaşımın tamamiyle kendini yansıttığı ikizleri
Şevval ve Şebnem


Dünyanın en mahsumları
Tüm iyilik ve kötülüklerin bedellerini en çok ödeyenler.
Yüzlerindeki gülümsemeleriyle yaşadığımızı hissettirenler.
Hergününüz bayram olsun.

20 Nisan 2011 Çarşamba

Eski , aynalı gri bir gün

Üffff püfff günlerinden biri daha. Nezaman  gelicek bu bahar ?
İnsanın okuyası , yazası birşey yapasının artık iyice tükendiği , elini kolunu nereye koyacağını bilemediği anlar.

 Haftalardır kafamı karıştıran eldiven kalıbı krizi için eski, yeni burdaların bulunduğu kitap cennetinde saatlerimi geçirdim . Öyle keyifliki bilmediğin , tanımadığın hayatlardan minik minik notlar okumak . Derken yukarıdaki dergiyi görünce vede benden bile yaşlı olduğunu farkedince karelemekten kendimi alamadım.

İşlerimi ve eksiklerimi halletmek için çıktığım alışverişin bir süre sonra boyut değiştirdiğini farkettim.
Bu arada hava öyle soğukki . Bere ve eldivenlerimle Nisan 20 de dolaştığıma inanmak güç.
 Yolumun üzerindeki Orhan Camii




Eski Aynalı Çarşımızı  görmenizi , tarihini solumanızı isterdim . Birazda olsa buna sağlamak adına elimden geleni yapmaya çalıştım.

 Kayboldum kumaşların arasında

Keşke bilgi edinebileceğim birileri olsaydı .

Tüm fenerleri dillendirmek ayrı bir keyifli olurdu.

Şu , şu hayır hayır şu derken , vitrinin önünde bir parça seçmek çok güç oldu .
Ne yazık bu şahane eserler hakkındada hiç birşey bilmiyorum :(

Offff sadece görmek yeterlimi? Acaba hangi ellerde dolaştı durdu ?



Olsun neolur hepsi benim olsun :)






Şimdi bu broş için kelimeler yetermi


Ne koyu olmuştur kahveler yudumlanırken sohbetler.

İlk bakışta farklı birşeye benzettiğim dikiş seti .( dikiş dersinin sayesinde :D)

Burda birkaç günümü geçirirdim sanıyorum.


Dolapmı , içini süsleyenlermi?



Ve işteeeee
Saygıdeğer sevenlerim  yaklaşmakta olan doğumgünüm için kararsızmı kaldınız hediye konusunda . Hiç dert etmeyin , telaşlanmayın . Paniğede gerek yok . Ben işinizi kolaylaştırmak için elimden geleni yaptım. Ama ben bu küpeleri kulağımda çok görmek istiyorum lütfennnn :)

Aynanın resmini gördüğümde yetersizliğinden dolayı makinama azcık darıldım. herbir karesi sedef işçiliğiyle bezenmiş . Nefes kesiciydi.

Çarşıya girdiğimde burnumu dolduran sabun kokusuna anlam verememiştim . Genelde naftalin kokusu karşılardı beni. Meğer bu hediyelik sabun kutuları sayesindeymiş. Bayıldım ne hoş bir hatıra olurdu. birde asılabilecek şekilde hazırlanmışlar vardı . Fiyatıda oldukça uygun geldi 10,00 tl .Sonrasındada çok çeşitli amaçlarlada kullanmak mümkün.

Zeynebimin şu cepkenini aldığımız  dükkan . Girmek zor kargacık burgacık, ama çıkmakta bi okadar



Gerçek olmasını çok isterdim . Dekorasyonunu değiştireceğim yeni odam için kullanabileceğim  bir parça olabilir. Hmmm biraz düşüneyim .
Aman yarabbi o scooter larla saçlarımı (artık 3cm kalan)savuran rüzgarlarla Alaçatı sokaklarında gezinsem .
Ahhh ahhh gidelim buralardan.
Kapılar .. kapılar.. herbiri başka bir aleme açılan

Ulucaminin çevre düzenlemesi halen bitmedi. Bu şadırvanı gerçekten merak ediyorum.
Aynalı Çarşı , İpek Han arası geçişlerimde soğuk suları içmek için sabırsızlanıyorum.


İşte benim ikinci adresim . Tüm malzemelerimi tedarik edebildiğim minik dükkanlar. Ne şanslıyım değilmi . Çalışanların artık dostum olduğu, alışveriş molasını elimde bir simit ile o ağaçların altında su sesi eşliğinde. Evet evet kıskandınız biliyorum :))
İşte şımarıklık zamanı . O artık benim kolyem:)) öyle güzelki anlatamam . Gerçi benim hayallerimi süsleyen scooter beyaz bir kelebek ama buna kıyamam ben. 
Motivler nedenmi orda ? benim yeni projem :) Yeni dekorasyonumun nadide eseri .
Biraz kendime geldim gördüklerim sayesinde . Çok yoruldum fakat değdi . Uzun zaman olmuş çarşı pazar gezmeyeli. 

Hayatın renkleriyle oynamak tamamiyle bizim elimizde sanırım . Gri başlayan günü pembeye çevirmek gibi
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...